Top.Mail.Ru

Milletin sesi

Image description

«Adıge Makh»ın kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla,  zamanında gazetede çalışmış olanlar, aklıyla gücü ile gazeteye katkı sağlamış olanların anılarını zaman zaman yayınlıyoruz. Rusya Emek Kahramanı, Adıgey, Kabartay-Balkar, Karaçay-Çerkes cumhuriyetleri halk yazarı Meşbaşe İshak da ‘Adıge makh’ gazetesinde beş yıl çalışmıştı. O’nunla yaptığımız sohbetin bir kısmında, bize dönemindeki iş arkadaşları hakkında da bilgiler verdi.

— İshak, gazetede yayınlanan ilk yazın ne ile alakalıydı.

— Adıge Öğretmen okulunda okurken edebiyat kolundaydım. O günlerde Tlevusten Yusuf’a ait ‘Dağlar aydınlanıyor’ isimli roman basılmıştı. O dönemlerde emek ve vatanseverlik ihtiva eden yazılara çok önem verilir, her şeyden öne çıkarılırdı. O zamanlarda ben de bir kaç şiir yazmıştım. Bunların arasında «Yaşlılar ‘çalışma’ ekibi» isimli şiiri seçtiler. 1949 yılı ekim ayında O’nu bastılar. Gazetede basılan ilk şiirim buydu. Gazeteyi satın almaya pazaryerine gittim. Gazetenin satıldığı yerde halıjo de satılmaktaydı. Bir gazete ve bir halıjo vermesini söylediğimde, halıjoyu gazeteye sarıp verdi. Bu beni üzdü, ayrıyetten iki gazete satın aldım. İlk kez basılan şiirimi, birilerine gösterebilmek için, gazetenin elimde olsun istemiştim.

— Gazetede çalışmaya başladığında gazetenin ismi neydi, o dönem kimler çalışmaktaydı?

—  O zamanlar gazetenin ismi «Sosyalist Adıgey»di. Başredaktörü ise Andırhuaye Cantemirdi. Şayet yöneticiysen Çerkes yüreğine sahip olmalısın. Herşeyi görmek, fark etmek, insanların çalışmasını sağlamak, ulus için kaygılar taşımak gerekiyor. O dönemlerde gazetenin büyük görevleri vardı, gazetenin başredaktörü büyük devlet adamları aarasında sayılıyordu.  Andırhuaye Cantemir sakin, oturaklı, disiplinli birisiydi. Onun gibi milli gazetemizde çalışanların adını sayacak olursak Şoce Mıhamçerıy, Dıhu Murat, Huaj İsmail, Becene İlyas, Jane Kırımıze, Kumnj Muhammed, Avutle Sara, Tharkoho Yunıs, Kuyeko Nalbıy muhabir olarak çalışıyordu, daha sonra Aşıne Hazret ve Koşbay Pşımaf de çalışmaya başlamıştı.

Bizim zamanımızda tek bir kısım vardı, tüm yazarlar bir arada oturuyorlardı.

— Haberleri nasıl bir araya getiriyordunuz, ne gibi imkanlara sahiptiniz?

— Bir çalışma iş gününde 200 satır yazamak zorundaydık Şimdiki gibi herkesin telefon sahibi olduğu bir zaman değildi. Telefonistlerin yardımı ile zor bela rayonları arardık. Okulda, kültür evlerinde – O zaman bunlar köy klüpleriydi —  bir şeyler yapıp yapmadıklarını öğrenirdik. Her gün 200 satır yazı yazmak zordu. Eksikliği duyulan şeyler hakkında daha çok yazardık. Gazeteye kültür, tarım, eğitim ile alakalı çok haber girerdik. Yergi türünde yazmayı severlerdi. Günümüz dünyasında bu tür yazılar ortadan kalktı. Espirili bir dille yanlış davranışları yererdik. Yöneticileri, tembel çalışanları böylece uyarırlardı.  400 — 500 ruble ek ücretler verirler, bunu da iş takip defterlerimize yazarlardı. O zamanlsr bu para çoktu.

— Gazetede çalışmış olmanın sana ne gibi faydaları dokundu?

— Beni hızlı iş yapmaya alıştırdı, dilim yerine oturdu.—  Her gün 200 — 250 satır yazma zorunluluğunun çok faydasını gördüm, bu, insana bir disiplin duygusu zerk ediyor, bir norm ediniyorsun. Milli gazetemizde çalıştığım yıllar aklıma güzel günler olarak geliyor. Ama şayet edebiyata da bağlıysan gazetede uzun zaman çalışmak doğru olmaz. Zamanında ayrıldım. Ulus için en önemli şeyler arasında gazete ve kitaplar yer alıyor. Bu gün bunlara özel bir önem vermeliyiz. Milli gazetemizin çağdaş normlara uygun gelişmesinin de çalışmalarda büyük önemi var. ‘Adıge Makh’ — milletin sesi!

TEWU Zamir

Çeviri; AÇUMIJ Hilmi